Ne içtiğimiz ve ne kadar içtiğimiz, ne yediğimiz ve ne kadar yediğimiz kadar önemli. Beden ağırlığımızın yarısından fazlasını su oluşturmaktadır. Bu sıvı hücreleri, dokuları organları yıkar ve sarar. Hücrelerin şeklini verir, besin maddelerinin, atıklarının, hormonların ve diğer maddelerin bedende taşınması için sıvı geçitleri oluşturur. Susuz kalmak ölüme sebep olabilir. Cildiniz, böbrekleriniz, bir dizi hormonunuz sıvı olmadan canlılığını sürdüremez. Ancak sıvı kaybını engellemek yeterli değildir. Sindirim ve metabolizmanın yan ürünü olan toksinleri ve diğer atık maddeleri vücuttan atmak için idrar oluşturmak, kan hacmini korumak, kaybettiğiniz suyu geri yerine koymak gibi çeşitli kritik görevleri sürdürebilmek için yeterli sıvı almak gerekir.
Ortalama bir kişi yaktığı her kalori için yaklaşık bir mililitre sıvıya ihtiyaç duyar. Günde 2000 kalorilik bir diyet için tüketilmesi gereken yaklaşık 200 mililitrelik 10 bardak su demektir. Bir bireyin ihtiyaçları kısmen genetik olarak programlıdır ve büyük randa beslenme, çevre ve aktiviteleri tarafından belirlenmektedir.
Ne kadar hareketliyseniz o kadar sıvıya ihtiyacınız vardır. Bedeninize gerçek anlamda egzersiz yaptırırken saatte 0.95 litre sıvı kaybedersiniz. Bu yüzden susadığınızda su için, susamadan önce su için, idrarınızın koyu sarı renkte değil, sürekli açık sarı veya renksiz olmasını sağlayacak kadar su için. Su, ihtiyacınız olan sıvıyı yüzde 100 karşılar ve kalori yada katkı maddesi içermeyen tek içecektir.
Sebze ve meyve suları
Bir bardak gerçek meyve suyu, vitaminler, mineraller az bir miktar lif ile birlikte doğal bir içecek olabilir fakat meyve suyu günlük alınan kaloriyi farkettirmeden büyük miktarda arttırabilir. Örnek olarak bir bardak portakal suyu için 5 adet portakalın suyunu sıkmamız gerekir. Bu yüzden meyve suyu tercih ederken maden suyuyla karıştırın. Sebze sularında ise meyse suyuna oranla daha az kalori vardır ancak emin olmak için hazır aldığınız sebze sularının kalori miktarına ve sodyum içeriğine dikkat edin.
Çay-Kahve
Dünya'da suyun ardından en çok içilen içecek olarak ikinci sırada yer alan çay içeriğindeki flavonoidler sayesinde hafif bir zihinsel ve fiziksel uyarıcıdır. Flavonoidler kansere yol açan öncü aşamaları önler, damar işlevini iyileştirir. Dünyanın çeşitli yerlerinde yapılan araştırmalar kapsamında artan çay tüketimi İngiltere ve Avustralya'da kalp hastalığı riskinin artmasıyla, Avrupa'da ve diğer bölgelerde ise kalp hastalığı riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmiştir. Bazı araştırtmalar yeşil çay içmenin kalp hastalığı ve mide kanseri başta olmak üzere bazı kanser türlerine karşı koruyabileceğini ileri sürüyor.
Uzm.Dyt.Olcay Barış