Süt veren annelerin kendi ihtiyaçlarından daha fazla sıvı, enerji, protein, vitamin ve mineral tüketmesi gerekir. İşte emziren annelerin tüketmesi gereken besin öğeleri;
Yaprağından kalbine kadar şifa dolu olan enginar başta karaciğer olmak üzere, safra kesesi, böbrekler ve bağırsak sisteminin çalışmasına yardımcı olup, vücudu toksinlerden arındırıyor, sindirimi kolaylaştırıyor. Aynı zamanda kalp kaslarını güçlendirerek kalbin daha rahat çalışmasını sağlıyor, kolesterol ve trigliseridi düşürüyor.
Ne içtiğimiz ve ne kadar içtiğimiz, ne yediğimiz ve ne kadar yediğimiz kadar önemli. Beden ağırlığımızın yarısından fazlasını su oluşturmaktadır. Bu sıvı hücreleri, dokuları organları yıkar ve sarar. Hücrelerin şeklini verir, besin maddelerinin, atıklarının, hormonların ve diğer maddelerin bedende taşınması için sıvı geçitleri oluşturur.
Obeziteye etki eden çevresel faktörlerden birisi de porsiyonların büyümesidir. Büyük tabaklarla yapılan yemek sunumlarında bireyler daha fazla besin tüketmektedir. Gıdanın değişik tabak boyutları ile sunulması, porsiyon algısını değişebilmektedir. Bu durum Delboeuf yanılsaması ile açıklanmaktadır.
Anne sütü; bebeğin sağlıklı olması, bebeğin ihtiyaç duyduğu tüm besin öğelerini karşılaması, kolaylıkla sindirilebilir olması ve enfeksiyonlara karşı koruması açısından yeri doldurulamaz bir besindir. Ama unutmayalım ki; emzirmede annenin salgıladığı süt, aldığı besinlerin bir ürünüdür. Yani sütün enerjisi ve içeriği annenin yedikleri ile kendi vücudundaki depolardan sağlanmaktadır.
Intermittent Fasting (IF) aralıklı oruç, aralıklı açlık anlamına gelmektedir. Öğün sayısı ve açlık sürelerinin değiştiği farklı yöntemleri vardır. 1) Complete alternate-day fasting: Besin tüketiminin olmadığı oruç günlerinden ve enerji sınırlamasının yapılmadığı yeme günlerinden oluşmaktadır. 2) Modified fasting regimens: Planlanan oruç günlerinde enerji ihtiyaçlarının %20-25 'inin tüketilmesine izin verir.